Zeytinyağlı Bakla Tarifi

Bakla, baharın müjdecisi olarak tezgahlarda yerini aldı. En karakteristik ve lezzetli yemeklerin başında gelen zeytinyağlı bakla, faydalarıyla da sofralarımıza sık sık konuk olmayı hak ediyor. Kilo aldırmayan yiyeceklerin başında gelen zeytinyağlı baklanın tarifi ile faydalarını sizler için kaleme aldık. Zeytinyağlı baklanın faydaları arasında kalp dostu olması, vitamin ve mineral deposu olması, bağışıklığı güçlendirip depresyonla mücadele etmesi ilk sıralarda gelirken bakla, hamile ve emziren kadınlar için de eşsiz bir besindir. Önce zeytinyağlı bakla tarifi verelim, ardından baklanın faydaları ile ilgili ayrıntılı bilgi vermeye devam edelim.

Malzemeler

1 kilogram taze bakla
1 adet kuru soğan
4 yemek kaşığı natürel sızma zeytinyağı
2 yemek kaşığı un (1 kaşık suda bekletirken, 1 kaşık pişirirken kullanmak üzere)
Yarım limonun suyu
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı toz şeker
Yarım demet dereotu
Süzme yoğurt

Baklaları bol suda yıkayıp uçlarını ve kılçıklarını temizleyin ve iki-üç parçaya bölün. Derin bir kapta su, limon suyu ve unla karıştırın. Baklaları kararmamaları için bu suya atın.

Normal tencerede;

Kuru soğanı yemeklik doğrayın. Natürel sızma zeytinyağını tencerede kızdırın, soğanları pembeleşene kadar yağda kavurun. Baklaları süzüp durulamadan tencereye aktarın. Tuz, şeker, limon suyu, un ve sıcak su ekleyip kısık ateşte kapağı kapalı olarak 35-40 dakika pişirin.

Düdüklü tencerede;

Doğradığınız kuru soğanı, natürel sızma zeytinyağını, tuz, şeker, limon suyu, un ve süzdüğünüz baklaları tencereye koyup üzerini geçecek kadar su ekleyin. Orta ateşte düdük ötene kadar, düdük öttükten sonra da 15 dakika pişirin.

Üzerinde çırpılmış süzme yoğurt ve kıyılmış dereotuyla servis edin. Arzu ederseniz yoğurdunuzu sarımsaklı hazırlayabilirsiniz.

Zeytinyağlı Baklanın Faydaları

Gelelim zeytinyağlı baklanın faydalarına… Liften zengin olan bakla, bu özelliğiyle kolesterol seviyesini ve kan şekerini kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Baklanın içindeki lifler, kötü kolesterol seviyesinin düşmesine de yardımcı olur. Bu özellikleriyle, zeytinyağlı bakla kalp dostu yiyecekler arasında yer alır.

Vitamin ve Mineral Deposu

Bakla, başta magnezyum, potasyum ve demir olmak üzere bakır, fosfor, folik asit (folat), B1 vitamini ve tiyamin içerir. Bu özellikleriyle sinir sistemini güçlü kılar, bağışıklığı güçlendirir. Özellikle kansızlık riski olan hamile ve yeni doğum yapmış kadınlar için destekleyici bir gıda olarak değerlendirilir.

1 fincan baklada yaklaşık 13 gram protein bulunur. Oldukça besleyici olan bakla, kan akışını düzenleyen, kemikleri koruyan özelliklere sahiptir.

İçerisinde önemli ölçüde manganez ve folat da barındıran bu eşsiz sebze, kalp sağlığı, dolaşım sistemi ve bağışıklık sistemi için çok faydalıdır.

A ve C vitamini yönünden de zengin olan bakla, antioksidan özellikleriyle kanserle mücadelede, genç ve dinç bir dış görünüme kavuşmada da yardımcı olur. 100 gramında 1.4 mg C vitamini barındıran bakla, günlük C vitamini ihtiyacını önemli ölçüde karşılar.

Zeytinyağlı baklayı iki yaşından büyük çocuklarınıza bol bol yedirebilirsiniz.

Zeytinyağlı Bakla Mutluluk Verir

İçerisinde amino asit ve mutluluk veren levodopa (dopamin) barındıran bakla, depresyonla mücadelede etkilidir. Parkinson ilaçlarında da bulunan levopoda sayesinde, bakla tüketen hastaların bu semptomların azalmasında da etkili olduğu kanıtlanmıştır. Ruh hali ve genel sinir sistemi üzerinde etkili iyileştirme gücü bulunan baklayı bol bol tüketmek için işte bir sebep daha! Büyüklerimizin “yiyesin bakla, atasın takla” sözünün kerameti burada olsa gerek.

İçinde bakla geçen deyimlerden söz açılmışken, “çıkar ağzındaki baklayı” sözünün ilginç hikayesine de değinmek isteriz. Apelasyon Dergisi‘nde yer alan bir araştırmaya göre, sözün tarihçesi M.Ö. 427 – M.Ö. 347 yıllarına kadar dayanıyor. Platon’un (Eflatun) “Şölen” kitabında, Agathon’un evinde gerçekleşen Symposion olarak adlandırılan şölende, Sokrates ile sarhoş Alkibiades arasında şöyle bir konuşma geçer: “Hiç de sarhoşa benzemiyorsun Alkibiades, diyor. Yoksa asıl söylemek istediğini bu kadar incelikle, bu kadar ustaca evirip çevirmelerle gizleyemezdin. Yalnız, sözlerinin sonunda baklayı ağzından çıkarır gibi oldun. Oysa, kurduğun şu: Agathon’la benim aramı açmak. İstiyorsun ki, ben yalnız seni seveyim, Agathon’u da senden başka seven olmasın. Ama bu dolap kimsenin gözünden kaçmadı…” (Şölen / Platon, 1972 – Sayfa97)